Fitlik projesinde 3. ay: formül bulundu.

Buraları terk etmiş gibiydim kabul ediyorum. Çünkü ipin ucu kaçtı ve alarm verecek seviyelere geldi: 70 kg. Tarih 19 Ekim 2020. Yani bugünden  tam 1 ay önce. O başarısızlık duygusuyla buralara gelmeye yüzüm yoktu. Fakat asıl köklü değişim de tam olarak o zaman başladı. Gerçekler popoyu ısırınca. Kısacası o gün anladım ki gidişat şeker hastalığı. Önüne geçemiyorum. Ve sonradan yapacağımı önden yapayım dedim. Ve bütün fark burada başladı: şeker hastası gibi beslenmeye başladım

  • Bir aydır makarna, pilav yok. 
  • Bir aydır şekerli kaçamaklardan hiç ama hiç yok. (tamam eve benim iradem dışında giren bir dilim baklavanın yarısını ısırdım, ama sadece yarısını diğer yarısı bunca zamandır hala dolapta hatta erişilmesi zor olsun diye arka tarafta) Bir aydır tek beyaz şekerli kaçamağım bu. 
  • Hurma yok. Muz yok. Kuru üzüm yok. Pekmez bile yok. Pardon, muz yoktu ama kalan muzları buzluğa atmıştım ziyan olmasın diye onları çözdürüp Sema Sümeli'nin bir kek tarifini yaptım yulaflı, 3 muzla. Yarısı hala dolapta ve az az yedim. Eskiden günde 1 ila 2 muz yerdim meyve niyetine. Üstüne başka meyveler de yerdim. Yani ilke olarak muz yok. 
  • meyve günde en fazla iki tane. Bazı gün 1. O da bazı gün elma bazı gün 1 mandalina. Armut.
  • Yine ilke olarak glisemik indeksi düşük besinler tercihim. 
  • Ekmek konusuna gelince, orası biraz çetrefilli. Hiç yok değil. Belki de şeker hastalarına göre tek farkım bu. Ama eskisine oranla çok daha az. Mesela kahvaltıda büyük bir dilimin yarısı kadar. Öğlen yemeğinde glisemik indeksi yüksek bir sebze yiyorsam (örnek balkabağı) hiç ekmek yemiyorum yanında. Keza akşam. Yoksa öğlende hakkım yarım dilim. Akşam hiç yok.
  • Zaten çoğunlukla balkabağı ve kinoa ile beslendim. 
  • İlke olarak, öğlen et ve sebze (bazen yoğurtlu) akşam sadece sebze yemeği.
  • Ara öğünüm öğlen yemeğinden sonra meyve bazı gün kuruyemiş de ama son zamanlarda pek değil.
  • Porsiyonları azalttım. Asla ikinci bir tabak almıyorum.
  • Gece acıkmışsam bir meyve daha ya da bir yoğurt.
  • Her gün en az 1 saat yürüyüş. (göreceli olarak en gevşek davrandığım konu bu, atladığım oldu mecburen hava aşırı fırtınalıydı, ya da kararana kadar evden çıkamayınca evde oturmak gibi ama gene de on günün sekizi ortalama olarak yürüdüm kendime haksızlık yok gevşek diyerek)
  • Ekstra motivasyon ve bilgilenme için, diyetisyen ve diyet yapan insanların İG hesaplarını takip.
Sihirli formülü buldum sonunda. Yani sihirli bir formül olmadığını anladım. Hep söylenen şeyleri uygulamaktı bütün olay. Uygularken günlük alışkanlıklarımı ve daha nice şeyleri not aldığım Notion uygulaması bana çok yardımcı oldu. Bir de Kemal Berk isimli gencecik bir tıp öğrencisinin hayata (bilimsel ve çalışkan) yaklaşımı. 

Hah. Bir de şu var. Eskiye göre değişiklik, bence çok önemli: eskiden yemeye başladım mı durmak bilmiyordum. Durma sinyalim tatlı ya da meyveydi. O olmayınca uykum gelene kadar akşam ondan bundan az az atıştırıyordum. Kendime bilinçli bir yeni durma sinyali öğrettim. Belki irademi en çok zorlayan bu oldu ama o kadar işkence bir konu da değil. Yemeği hep yemek masasında yedim. Ve bitince tabağı mutfağa kaldırmak ve mutfağa girince de bulaşıkları elde yıkayıp mutfağı toparlamak beynime yemek bitti diye gönderdiğim sinyal oldu ve aslında alıştım bile artık. Bir aydır bulaşık makinesi kullanmıyorum ve bulaşıkları kaldırdıktan sonra da bir keyif kahvesi ile kapanış yapıyorum. Tamam bazen hala duramadığım oluyor ve bir avuç kuruyemiş yiyorum. Ama maksimum beş on adet. Ama her seferinde değil. Ve asla ikinci avucu doldurmuyorum.

Az kalsın sonucu yazmayı unutacaktım: bir ayda eksi 3,5 kilo: 67,6 bu sabah itibariyle. Eylül başı kilomdan çok uzak sayılmaz ama bir ay evvel çıktığım kilodan bu kadar inmek benim için inanılmaz. Diyetisyen yardımıyla 8 kiloyu bir senede vermiştim ben. Neredeyse yarısını bir ayda vermiş oluyorum bu durumda. Hah. Bir de başdönmeleri, halsizlikler ve ani uykuya dalmalar gitti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lokma'dan yulaflı krepe.

Zaman en iyi ilaç derlerdi de inanmazdım :)

On ay sonra, yeni yaklaşım: makro besinler.